“Harika bir eşim ve mükemmel bir oğlum var. Onları müdafaa içgüdüsüyle hareket ediyorum şu an büsbütün. Kaç sene onlara eşlik edebilirim bilmiyorum. Onların genç olduğu vakitte ben yaşlı olmak istemiyorum.Şu an bir çocuk daha dünyaya getirsek, 10’lu yaşlarında ben 70’lere dayanıyorum. Bunu göze alamıyorum.” diyen Özcan Deniz’e eşi Samar Dadgar’dan takviye geldi.
30 yaşındaki Samar Dadgar Instagram sayfasında şu bildirisi yayınladı:
“Her bayan anne olmak “zorunda” değil… her bayan anne olma hissiyle yanıp tutuşmak “zorunda ” değil… her evlilik çocukla taçlandırılmak zorunda değil… zati taçlıysa o alaka ve bir çocuk “zaten varsa ve bizim canımız ciğerimiz ise” esasen temeli sağlam bir evlilik ise ve çocuk için sağlamlaştırmaya gerek yok ise ve iki taraf da birbirini seviyorsa ve çocuk yapma hasreti yok ise benim tarafımdan bunu bayan haklarma bağlamak (ki ben bayanım ve hakkım var istemiyorum demeye!) ve ya sen nasıl, istemezsin eninde sonunda isteyeceksin zorbalıkla dikte edemezsiniz! Bazen birtakım şeyler çok mahremdir çok özeldir hasta değilim lakin ya hasta olsaydım ve çocuk sahibi olamadaydım!yaptığmız yorumlar bayanları üzen yorumlar herkesin herkesin hayatma hürmet duyması dileği ile sizleri seviyorum…”
Samar Dadgar akabinde bir açıklama daha paylaştı:
“Bir bayanın tek kederi üremek olmamalı… Bir bayan kendi vücudu hakkında karar verebilmeli! herkes çocuk doğurmak istemeyebilir Benim gibi! Sizi ilgilendirmeyen mahrem şeyler ile ilgili burnunuzu sokmayın..İran Cumhuriyeti’nde doğup büyüyüp o kültürden gelen biri olarak bu soru yabancı bir erkek tarafından sorulduğunda çok ayıp karşılıyorum… Bu bahis artık çok uzadı… Bu kararın benim kararım olup, eşimin de buna hürmet duyması ve basın mensubu arkadalsarımızın önünde heyecanlandığım için konuşamadığımı bildiği için benim yerime ikimizin kararı olan bir şeyi birinci kere sizin ile paylaştı. Rica ediyorum kendi kararım olan bu mevzuyu haddinize düşmediği için bir daha açıp sorgulamayınız zira çok ayıp! Sizleri çok seviyorum. Kendinize, hayatlarınıza çok çok âlâ bakın kocaman kucaklıyorum…”